Burda yazılan fiatla bayilerde istenen fiatların arasın da 500m fark var 😂
Dünya ülkelerinin İsrail ve Filistin’e yönelik diplomatik tanıma politikaları yeniden gündemde. X platformunda World of Statistics (@stats_feed) hesabının paylaştığı bir gönderi, ülkelerin İsrail ve Filistin’i tanıma durumlarını karşılaştırmalı olarak ortaya koydu. Paylaşım, uluslararası toplumun bu iki devlet arasındaki yaklaşımındaki farklılıkları net bir şekilde gözler önüne sererken, diplomatik tanınmanın jeopolitik sonuçlarını da yeniden tartışmaya açtı. Peki, Filistin’i hangi ülkeler tanıyor?
Sadece Filistin’i tanıyan ülkeler ise çoğunlukla İslam dünyasından. İran, Suudi Arabistan, Pakistan, Endonezya gibi ülkeler İsrail’in devlet statüsünü tanımazken, Filistin’i meşru bir devlet olarak kabul ediyor. Ayrıca Küba, Kuzey Kore ve Venezuela gibi bazı sosyalist yönetimlerin de Filistin’i tanıyan ülkeler arasında yer aldığı görülüyor. İşte Filistin’i tanıyan ülkeler:
Sadece İsrail’i tanıyan ülkeler arasında ABD, Kanada, Japonya, Avustralya ve Almanya, Fransa, İngiltere gibi Avrupa’nın önde gelen ülkeleri yer alıyor. Bu ülkeler, genellikle İsrail’in 1948’de Birleşmiş Milletler (BM) planı doğrultusunda kurulmasını meşru kabul ederek diplomatik ilişkiler geliştirmiş durumda. İşte sadece İsrail’i tanıyan ülkeler:
Hem İsrail’i hem de Filistin’i tanıyan ülkeler ise diplomatik dengeyi korumayı tercih ediyor. Türkiye, Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika bu gruba dahil. Avrupa’dan İsveç, Polonya ve Romanya da her iki devleti tanıyan ülkeler arasında.
İsrail, 14 Mayıs 1948’de bağımsızlığını ilan ederek aynı yıl BM üyeliği kazanmıştı. Filistin ise 1988 yılında Cezayir’deki Filistin Ulusal Konseyi toplantısında bağımsızlık ilan etmesine rağmen, halen BM’de yalnızca “üye olmayan gözlemci devlet” statüsüne sahip.
Haziran 2024 itibarıyla BM’nin resmi verilerine göre, 192 üye ülkeden 164’ü İsrail’i tanıyor. Filistin’i ise 140’tan fazla ülke çeşitli düzeylerde tanısa da, bu tanıma çoğunlukla Batılı ülkeler tarafından siyasi çekinceyle karşılanıyor.
Diplomatik tanınma, sadece sembolik bir adım değil; aynı zamanda ülkelerin dış politika çizgileri, ittifakları ve küresel stratejik dengeleriyle doğrudan bağlantılı.
Ancak özellikle 2020 yılında imzalanan Abraham Anlaşmaları ile Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas gibi ülkelerin İsrail’le normalleşmesi, Filistin tarafında tepkiyle karşılanmıştı.
Paylaşılan liste sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Bazı kullanıcılar İsrail’i “terörist bir oluşum” olarak nitelendirirken, bazıları Filistin’in bağımsızlık fırsatlarını yeterince değerlendiremediğini savundu. Özellikle @EslamHu44252828 ve @moymiz adlı kullanıcıların zıt görüşleri, meselenin ne kadar kutuplaştırıcı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Uzmanlar, İsrail-Filistin meselesinde kalıcı çözüm için iki devletli modelin hâlâ en uygulanabilir seçenek olduğunu belirtiyor. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için hem İsrail’in yerleşim politikalarını gözden geçirmesi hem de Filistin tarafının siyasal birlik ve barışçıl çözüm iradesi geliştirmesi gerektiği ifade ediliyor.
World of Statistics’in paylaşımı, İsrail-Filistin meselesinin yalnızca bölgesel değil, küresel bir kriz olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Tanınma statüleri, diplomatik ilişkiler, güvenlik dengeleri ve hatta ekonomik anlaşmalar bu sürecin bir parçası. Uluslararası toplumun atacağı adımlar, yalnızca bu iki halkın değil, tüm Ortadoğu’nun geleceğini belirleyecek.
İlgili Bağlantılar: