
Dünya ticaretinin yaklaşık %90’ı deniz yoluyla gerçekleşiyor ve bu devasa lojistik ağ, küresel ekonominin belkemiğini oluşturuyor. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayımlanan 2025 Denizcilik Taşımacılığı Raporu, denizlerdeki ekonomik gücün nasıl birkaç ülkenin elinde toplandığını açıkça ortaya koyuyor. Verilere göre Küresel Denizcilik Gücü, esasen üç ülkenin kontrolünde: Yunanistan, Çin ve Japonya. Bu üç ülke, dünya ticaret filosunun taşıma kapasitesinin (ölü ağırlık tonajı – DWT) %40’ından fazlasını elinde tutarak küresel deniz taşımacılığının merkezinde yer alıyor.
UNCTAD’ın 1 Ocak 2025 itibarıyla yayımladığı istatistikler, dünya ticaret filosunun 112.500 gemiden oluştuğunu ve toplam taşıma kapasitesinin 2.44 milyar DWT’ye ulaştığını gösteriyor. Küresel Denizcilik Gücü sıralamasında ilk 10 ülke şöyle:

| Sıra | Ülke/Bölge | Gemi Sayısı | Taşıma Kapasitesi (Milyon DWT) | Dünya Payı (%) |
|---|---|---|---|---|
| 1 | Yunanistan | 5.124 | 398 | 16.4 |
| 2 | Çin | 10.440 | 347 | 14.4 |
| 3 | Japonya | 4.083 | 241 | 9.9 |
| 4 | Singapur | 2.922 | 153 | 6.3 |
| 5 | Hong Kong (Çin) | 2.081 | 139 | 5.8 |
| 6 | Güney Kore | 1.700 | 98 | 4.1 |
| 7 | Almanya | 2.016 | 71 | 3.0 |
| 8 | Tayvan (Çin) | 1.063 | 64 | 2.6 |
| 9 | Birleşik Arap Emirlikleri | 1.598 | 57 | 2.4 |
| 9 | Birleşik Krallık (Man Adası dahil) | 1.275 | 57 | 2.4 |
Bu veriler, gemi sahipliğinin “yararlı mülkiyet” (beneficial ownership) esasına göre değerlendirildiğini gösteriyor. Yani gemiler Panama, Liberya veya Marshall Adaları gibi uygun bayrak ülkelerinde kayıtlı olsa bile, gerçek kontrol Yunan, Çinli veya Japon armatörlerin elinde bulunuyor.
Sonuç olarak bu üç ülke, dünya filosunun %40.7’sini kontrol ediyor. Bu oran, Küresel Denizcilik Gücü’nün ne kadar dar bir merkezde toplandığını ortaya koyarken, deniz ticaretinin stratejik kırılganlığını da gözler önüne seriyor.
Yunanistan’ın 10 milyonluk nüfusuyla dünya filosunun %16.4’ünü kontrol etmesi, Küresel Denizcilik Gücü açısından dikkat çekici bir başarı. Bu durum tesadüf değil.
Tarihsel miras: Antik dönemden bu yana denizcilikle özdeşleşmiş olan Yunanistan, II. Dünya Savaşı sonrasında Amerikalıların sattığı ucuz “Liberty” gemileriyle modern filosunu kurdu.
Vergi avantajı ve aile şirketleri: Onassis ve Niarchos gibi efsanevi armatör aileleri, düşük vergilendirme sistemi ve esnek işgücü sayesinde uluslararası arenada rekabet gücü kazandı.
Bayrak stratejisi: Yunan gemilerinin çoğu yabancı bayrak altında seyrediyor, bu da operasyonel esneklik ve düşük maliyet sağlıyor.
Bu etkenler, Yunanistan’ı Küresel Denizcilik Gücü içinde kalıcı bir lider haline getirdi.
Çin, devlet destekli gemi inşası ve dev altyapı yatırımlarıyla 2000’lerden bu yana hızla büyüyen bir denizcilik süper gücü haline geldi. Devletin yönlendirdiği stratejik filo genişlemesi, Çin’in ticaret rotalarını ve küresel liman ağlarını güçlendirdi. Japonya ise teknoloji odaklı yüksek katma değerli gemilerde –özellikle LNG taşıyıcıları ve otomobil gemilerinde– lider konumda. Her iki ülke de Küresel Denizcilik Gücü’nün Asya merkezli dönüşümünü temsil ediyor.
Deniz taşımacılığında bu yoğunlaşma, aynı zamanda büyük riskler doğuruyor.
Jeopolitik Gerilimler: Kızıldeniz veya Güney Çin Denizi gibi stratejik bölgelerde yaşanan krizler, doğrudan bu ülkelerin filolarını etkileyebilir.
Çevresel Baskılar: UNCTAD, 2050 yılına kadar karbon nötr bir filo hedefini öne çıkarıyor. Yunan ve Japon armatörler bu doğrultuda yeşil teknolojilere yatırım yapıyor.
Ekonomik Güç: Filo sahipleri, navlun fiyatlarından sigortaya kadar tüm sektörel dinamikleri belirliyor; dolayısıyla Küresel Denizcilik Gücü, aynı zamanda ekonomik nüfuz anlamına geliyor.
2024 yılında dünya deniz ticareti %2.4 oranında büyürken, 2025’te jeopolitik belirsizlikler nedeniyle büyüme hızında yavaşlama bekleniyor. Ancak Asya’nın ağırlığı –ilk 10’da 6 Asya ülkesinin yer almasıyla– devam edecek.
Yunanistan’ın zirvedeki konumu, “küçük ülke, büyük güç” tezinin somut örneği olarak öne çıkıyor. Çin’in hızlı yükselişi ise Asya’nın denizcilikteki hâkimiyetini pekiştiriyor. UNCTAD’ın 2025 verileri, ülkelerin yalnızca gemi sayısıyla değil, tonaj ve teknolojik değerle de değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Sonuç olarak Küresel Denizcilik Gücü, dünya ticaretinin geleceğini belirleyen en kritik faktörlerden biri haline gelmiş durumda. Bu gücün nasıl yönlendirileceği, yalnızca ekonomik dengeleri değil, jeopolitik stratejileri de etkileyecek.
Kaynak: UNCTAD Review of Maritime Transport 2025 ve ilgili analizler.

Veri analizi ile raporlama süreçlerinde yenilikçi yaklaşımlar benimseyerek sürdürülebilir iş modelleri oluşturuyorum. Bilişim sektöründeki gelişmeleri ve pazarlama stratejilerindeki yenilikleri yakından takip ediyorum. Bilgi ve deneyimlerimi paylaşmaktan keyif alıyor, blog yazılarıyla sektöre katkıda bulunuyorum.