2025 yılı, şirketlerin hisse senedi geri alımları (stock buybacks) açısından rekor bir yıl olarak tarihe geçti. 10 Eylül 2025 itibarıyla, X platformunda paylaşılan verilere göre, Ağustos 2025 sonuna kadar açıklanan geri alım programlarının toplam değeri 1 trilyon doları aştı. Bu makale, Cata Paul (@CataPaul2) tarafından paylaşılan ve 2025’in en büyük hisse senedi geri alımlarını sıralayan bir X gönderisini temel alarak, bu trendin boyutlarını, ekonomik etkilerini ve ortaya çıkan tartışmaları incelemektedir.
2025’te En Büyük Hisse Senedi Geri Alımları
Cata Paul’un paylaştığı verilere göre, 2025 yılında teknoloji, finans ve seyahat sektörlerinden önde gelen şirketler hisse geri alımlarında başı çekiyor:
- Apple: 100 milyar dolar
- Alphabet (Google): 70 milyar dolar
- NVIDIA: 60 milyar dolar
- JPMorgan Chase: 50 milyar dolar
- Goldman Sachs: 40 milyar dolar
- Wells Fargo: 40 milyar dolar
- Bank of America: 40 milyar dolar
- Visa: 30 milyar dolar
- Morgan Stanley: 20 milyar dolar
- Booking Holdings: 20 milyar dolar
- Citi (Citigroup): 20 milyar dolar
Bu liste, teknoloji devlerinin (Apple, Alphabet, NVIDIA) yanı sıra finans sektörünün büyük oyuncularının (JPMorgan, Goldman Sachs, Bank of America) bu stratejiyi agresif bir şekilde benimsediğini gösteriyor. Toplamda 1 trilyon dolarlık bir rakam, şirketlerin ellerindeki nakit fazlasını piyasaya geri döndürmek için kullandığı bir dönemin habercisi.
Hisse Geri Alımlarının Ekonomik Etkileri
Hisse senedi geri alımları, şirketlerin kendi hisselerini piyasadan satın alarak dolaşımdaki hisse sayısını azaltması ve bu yolla hisse başına kazancı (EPS – Earnings Per Share) artırması anlamına gelir. Ancak bu strateji, farklı paydaşlar arasında hem olumlu hem de olumsuz tepkilere yol açıyor:
- Pozitif Etkiler: Geri alımlar, hisse fiyatlarını geçici olarak artırabilir ve şirketlerin çeyreklik finansal hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, şirketlerin düşmanca bir satın almaya karşı savunmasını güçlendirmesi veya özelleşme planlarını sinyalize etmesi açısından da bir araç olarak görülebilir. Investopedia’ya göre, S&P 500 şirketleri 1997’den beri temettü ödemelerinden daha fazla hisse geri alımı gerçekleştirdi.
- Negatif Etkiler: Eleştirmenler, bu stratejinin şirketlerin uzun vadeli büyüme ve inovasyona yatırım yapmaktan ziyade kısa vadeli kâr odaklı olduğunu savunuyor. Harvard Law School’un bir makalesine atıfta bulunarak, hisse geri alımlarının en çok en zengin %10’luk kesim (ABD’de hisse senetlerinin %86,8’ini elinde tutuyor) ile üst düzey yöneticilere (örneğin, Boeing CEO’su Muilenburg’un hisse bazlı tazminatları) fayda sağladığı belirtiliyor. Aynı zamanda, işten çıkarmalar ve düşük ücret talepleri devam ederken bu tür harcamaların sosyal adaletsizliği artırabileceği endişesi var.
Tartışmalar ve Politik Çözümler
Hisse geri alımları, özellikle yöneticilerin bu süreçte kendi hisselerini satma eğiliminin artması (SEC Komiseri Robert Jackson Jr.’ın araştırmasına göre geri alım duyurusundan sonra iç satışlar beş kat artıyor) nedeniyle etik sorular doğuruyor. Uzmanlar, şirketlerin nakit fazlasını araştırma-geliştirme, iş yaratımı veya altyapı yatırımları gibi uzun vadeli projelere yönlendirmesi gerektiğini savunuyor. 2023’te yürürlüğe giren %1’lik federal vergi, bu uygulamayı sınırlamaya yönelik bir adım olsa da, etkileri henüz tartışma konusu.
Sonuç
2025’te hisse senedi geri alımları, şirketlerin finansal stratejilerinde önemli bir yer tutuyor. Apple, Alphabet ve JPMorgan gibi devlerin 1 trilyon doları aşan geri alımları, bu trendin hızını gözler önüne seriyor. Ancak, bu stratejinin kısa vadeli kazançlar sağlarken uzun vadeli ekonomik büyümeyi baltaladığına dair endişeler artıyor. Politikacılar ve ekonomistler, gelir eşitsizliğini azaltmak ve şirketleri sürdürülebilir yatırımlara teşvik etmek için yeni düzenlemeler üzerinde çalışabilir. Gelecekteki gelişmeler, bu dengeyi nasıl kuracağımıza bağlı olacak.
Kaynaklar
- Web: corpgov.law.harvard.edu, investopedia.com, rttnews.com

Veri analizi ile raporlama süreçlerinde yenilikçi yaklaşımlar benimseyerek sürdürülebilir iş modelleri oluşturuyorum. Bilişim sektöründeki gelişmeleri ve pazarlama stratejilerindeki yenilikleri yakından takip ediyorum. Bilgi ve deneyimlerimi paylaşmaktan keyif alıyor, blog yazılarıyla sektöre katkıda bulunuyorum.