Dijital reklamcılık ve performans pazarlaması dünyasında sıkça karşılaşılan iki önemli terim: CPA (Cost Per Action) ve CPS (Cost Per Sale). Bu iki model, özellikle reklam verenlerin ve yayıncıların reklam bütçelerini daha etkili kullanmalarını sağlar. Ancak çoğu zaman birbirine karıştırılabilir. Bu makalede, CPA ve CPS’nin ne anlama geldiğini ve aralarındaki temel farkları detaylıca açıklıyoruz.
CPA (Cost Per Action) Nedir?
CPA, Türkçesiyle “Eylem Başına Maliyet”, reklam verenin yalnızca kullanıcı belirli bir aksiyonu gerçekleştirdiğinde ödeme yaptığı reklam modelidir. Bu aksiyon bir form doldurma, kayıt olma, e-posta aboneliği ya da bir uygulama indirme gibi farklı hedefler olabilir.
CPA Modeline Örnek:
Bir kullanıcı Google’da gördüğü reklama tıkladıktan sonra bir sigorta formunu doldurduğunda, reklam veren yalnızca bu form doldurma işlemi için ödeme yapar. Tıklamalar veya görüntülemeler için ekstra bir ücret ödemez.
CPA’nın Avantajları:
- Reklam bütçesi yalnızca dönüşüm odaklı kullanılır.
- Marka bilinirliğinden çok lead (potansiyel müşteri) toplamaya yöneliktir.
- Özellikle mobil uygulama tanıtımı, e-posta listesi oluşturma ve kampanya kayıtları gibi alanlarda tercih edilir.
CPS (Cost Per Sale) Nedir?
CPS, Türkçesiyle “Satış Başına Maliyet”, reklam verenin sadece bir ürün ya da hizmet satışı gerçekleştiğinde ödeme yaptığı modeldir. Bu sistem genellikle affiliate marketing (satış ortaklığı) stratejilerinde kullanılır.
CPS Modeline Örnek:
Bir kullanıcı, bir yayıncının sitesinde gördüğü bağlantıya tıklayıp bir e-ticaret mağazasından ayakkabı satın alırsa, yayıncı bu satış üzerinden belirlenen komisyonu alır. Eğer kullanıcı sadece tıklayıp çıkarsa, ödeme yapılmaz.
CPS’nin Avantajları:
- Reklam veren için en düşük riskli ödeme modelidir.
- Her ödeme gerçek bir kazanç karşılığı yapılır.
- Özellikle ürün ve hizmet satan işletmeler için idealdir.
CPA ve CPS Arasındaki Farklar
Özellik | CPA (Cost Per Action) | CPS (Cost Per Sale) |
---|---|---|
Ödeme Tetikleyicisi | Belirli bir aksiyon (form, kayıt, vs.) | Satış işleminin tamamlanması |
Risk Seviyesi | Orta | Düşük |
Kullanım Alanı | Uygulama indirimi, lead toplama | E-ticaret, ürün/hizmet satışı |
Yayıncı Geliri | Aksiyon başına sabit ücret | Satış başına komisyon |
Dönüşüm Kalitesi | Orta-Yüksek | Çok yüksek (gerçek müşteri) |
Hangisi Daha Avantajlı?
Bu sorunun cevabı, kampanyanın hedeflerine bağlıdır:
- Eğer dönüşüm sürecinin ilk adımlarına (örneğin üye kazanımı veya bilgi toplama) odaklanıyorsanız, CPA modeli sizin için daha uygun olabilir.
- Eğer asıl hedefiniz doğrudan satış yapmaksa, CPS modeli hem size hem de yayıncılara maksimum verimi sağlar.
Sonuç
CPA ve CPS, reklam verenlerin bütçelerini daha etkili kullanmalarını sağlayan performans odaklı iki güçlü modeldir. Hangi modelin daha uygun olduğunu belirlerken hedeflerinizi, dönüşüm sürecinizi ve reklam stratejinizi göz önünde bulundurmanız gerekir. Doğru modelle çalışmak, reklam harcamalarınızı optimize ederek maksimum geri dönüş almanızı sağlar.

Veri analizi ile raporlama süreçlerinde yenilikçi yaklaşımlar benimseyerek sürdürülebilir iş modelleri oluşturuyorum. Bilişim sektöründeki gelişmeleri ve pazarlama stratejilerindeki yenilikleri yakından takip ediyorum. Bilgi ve deneyimlerimi paylaşmaktan keyif alıyor, blog yazılarıyla sektöre katkıda bulunuyorum.